BLOG
2014 ekonomiye genel bakış
14 Aralık

2014 ekonomiye genel bakış

2014 yılının ilk yarısında Türkiye ekonomisi iki seçimin etkileri ve komşu ülkelerde artan gerilimlerin gölgesi altında beklenenden daha düşük bir büyüme gerçekleştirmiştir. Eylül ayında yayınlanan kapasite kullanım gelişmeleri ve tüketici güven endeksi yılın kalan yarısı için de ekonomik büyümenin yavaş seyredeceğini işaret etmişti. Yakın zamanda açıklanan 2015-2017 dönemi orta vadeli program bu gelişmelerin paralelinde büyümenin aşağı doğru gideceği revizyonları içermektedir. Cari açık hedefleri her ne kadar makul seviyeye çekilmiş olsa da düşük büyüme beklentilerini doğrular niteliktedir.

2015 yılında Türkiye ekonomisi aynı zamanda bir büyük genel seçime hazırlanmaktadır. Kredi derecelendirme kuruluşları hazırladıkları raporlarında 2015 genel seçim sonrasına kadar Türkiye’de siyasi risk yüksek olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca Fed’in 2015’in ikinci yarısı sonrasında faiz artırımı yapacak beklentisi olması ve Avrupa Birliği ülkelerindeki ekonomik durgunluk üstüne Ortadoğu kaosu 2015 beklentilerini daha da karmaşıklaştırıyor.

Önümüzdeki yıl hükümet Türkiye ekonomisi için yüzde 4 büyüme hedeflerken IMF’nin tahmini yüzde 3’ü işaret ediyor. Aslında her iki gösterge de Türkiye gibi genç nüfusla gelişme çabasında olan bir ülke için düşük. Sürekli genç nüfusa istihdam sağlama çabası Türkiye’nin uzun bir dönem önemli gündemi olacak. Ancak sınırımızdaki savaş hali ve dış ekonomik faktörler iş dünyasını bu rakama yine de iyidir dedirtecek türden.

 

Şirketler 2015‘e hazırlanırken neleri göz önünde bulundurmalı? Nelere dikkat edilmeli?

2015’te büyümeyi etkileyecek faktörler arasında başta Türkiye’de bizi bekleyen genel seçim, ABD’de FED’in 2015 ortalarında faiz artırımına başlayacak olması, Avrupa’dan gelen durgunluk sinyalleri, komşu ülkelerdeki sorunlar ve petrol fiyatlarındaki düşüş sıralanabilir. Bu başlıklardan sadece petrol fiyatlarındaki düşüşün yerel ekonomiye enflasyonu frenlemesi ve para politikasının gevşemesine neden olabileceği dışında pek de olumlu yansıyanı maalesef yok.

Özellikle Avrupa’nın resesyonda olduğu son iki yılda, komşu ülkelerin oluşturduğu alternatif pazarlar ihracata nefes aldırabilmişti.  Güneyde IŞİD’in Suriye ve Irak’ta başlattığı kaos ortamı, Ortadoğu pazarını neredeyse kapattı. Kuzeyde Ukrayna ile yaşadığı sorunlar yüzünden maruz kaldığı ambargo, önemli bir pazarımız olan Rusya’da ekonomiyi geriletmiş durumda.  Bu sorunlar çözüme kavuşmadıkça bölgede ihracat potansiyelinin gittikçe düşeceği aşikardır. İş insanlarının Kuzey Afrika’ya perakende yayılım taleplerini bu tabloda haklı bulmamak mümkün değil.

2015 yılında şirketler orta vadeli program hedeflerini seçim ortamı belirsizliği ve küresel ekonomideki kırılganlıklarsı dikkate alarak belirlemelerini öneririm.

Özellikle 2015 bütçe çalışmalarına eşlik ettiğimiz işletmelerde bu belirsizlikler altında ilk olarak gelecek yıl planlanırken aktif olunan pazarların içinde bulunduğu durumu doğru okuma çabasını oluşturmayı hedefleriz. Sayısal ve sayısal olmayan hedefleri daha anlamlı oluşturmak için bu şarttır. Şirket içinde bu tür değerlendirmeleri yapacak yeterli insan kaynağı ve kurum deneyimi mümkün olabilir. Fakat özellikle finansal süreçlerde sıkıntı yaşamamak adına dışarıdan bağımsız bir gözün nasıl değerlendirdiğini görmek aynı zamanda şirketin seçeneklerini çeşitlendirmek açısından önemlidir.

Lokomotif Sektörler için 2015

Ülke ekonomilerinde genel lokomotif sektörler olarak adlandırılan turizm, inşaat, otomotiv ve stratejik sektör olarak belirlenmiş enerji açısından 2015 değerlendirilmek istenirse ortaya turizm açısından sadece olumlu olabilecek bir senaryo çıkabilir.

Açıklanan orta vadeli program hedefleri turizm alanında faaliyet gösteren şirketlerin sürdürülebilirliğini teşvik eden unsurlar taşıdığı için bu sektördeki şirketler daha genişletilebilir bütçeler yapabilir, büyüme hedeflerini yüksek tutabilir.

2014 yılında yüzde 9 daralan inşaat sektörü bu daralmayı 2015 seçim sonrasına kadar sürdürme ve seçim sonrasında normalleşme hedefiyle kırması yerinde olacaktır.

Otomotiv sektörü de iç talepten direk etkilenen bir sektördür ve 2014 yılındaki gelişmeler nedeniyle daralmıştır. Kredi faizlerinin yükselmiş olması araba kredilerinin talep hızını yavaşlatmış ve satışları düşürmüştür. Otomotiv ve yan sanayi seçim öncesi marjların düşürülmesi ile bir canlanma beklentisi içindedir. Fakat seçim sonrasına yansıması beklenen piyasada genişleme nedeniyle bütçe hedeflerinin daraltılması uygun olacaktır.

2009 yerel seçim öncesi benzin ve doğalgaza seçim öncesi ciddi bir indirim yapıldığı ve seçim sonrası dönemde kademeli olarak artırıldığını araştırdığım kaynaklarda kolaylıkla bulabildim. Bu sıralarda ise doğalgaz fiyatlarında son tüketiciye yansıyan ciddi bir artış gözükmektedir. Elektrik piyasasında alınan bir takım kararlar yabancı yatırımların bu alanda yatırım yapmalarının cazibesini kaldırmıştır. Bu nedenle sektöre döviz girişinde artış beklenmemektedir. Belirsizliğin yoğun olduğu sektör olarak devam edecek olup şirketleride temkinli olmaya itmektedir.

Sektörel farklılıkların mutlaka göz önüne alınmasının yanında sürdürülebilirlik için kurumsal yönetim ilkeleri olarak da adlandırılan eşitlik, şeffaflık, hesap verilebilirlik ve sorumluluk başlıklarının uzun döneme uzanacak alt yapı desteğiyle işletmelerde uygulanır politikalar haline gelmesi uluslararası standartlara ulaşılmasında önemlidir. Bu standartlar şirketlerin iş birliği oluşturma politikalarında ulusal ve ulaslararası oyuncu haline gelmesine katkı sağlayacaktır.

Özellikle bütçe çalışmalarında gelir ve gider kalemlerinin vade ve para cinsi uyumuna özellikle dikkat edilmesinde fayda vardır. Şirketlerin maruz kaldığı bir diğer risk olan kredi riskinin özellikle müşteri riskini doğru değerlendirmeden üstlenilmesi son derece sakıncalıdır. Bütçe dönemleri bu noktaları göz önünde bulundurarak bütçe hedeflerinden sapmanın önüne geçilebilir, hedefleri ile uyumlu büyüme gerçekleştirilebilir.

SenemKılıç

1978 Denizli doğumluyum. Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği eğitimimi tamamladım. Dokuz Eylül Üniversitesi Sayısal Yöntemler Yüksek Lisansı Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Ana bilim dalında "X,Y Kuşağının İstihdam Politikaları" üzerine doktora eğitimi tez aşamasında devam etmekteyim...

Bana Ulaşın