BLOG
DİJİTALLEŞEN DÜNYA VE 11 MİLYON YOĞURT
14 Ekim

DİJİTALLEŞEN DÜNYA VE 11 MİLYON YOĞURT

İş dünyası devrimsel bir değişimin eşiğinde. Makineler ve üretimde kullanılan diğer araçlar artık birbirinin bıraktığı işi devralarak ürünü bir adım öteye götürmüyor aynı zamanda birbiriyle iletişim kurarak akıllı fabrikaları oluşturuyor. İnsan emeğinin rolü gitgide azalırken, işi devralan makineler hem ucuza hem de çok daha seri bir şekilde ürün elde edilmesini sağlıyor. Peki biz bundan ne kazanacağız? Daha güzel bir hayat mı? Daha yüksek standartlar mı? Az iş, çok para mı?

Elde edilen standartlar topluma nasıl yayılacak? Gelir dağılımındaki adaletsizlik daha mı büyüyecek yoksa küçülecek mi? Henüz bu soruların cevaplarını verecek tatmin edici açıklamalar yok. Tek bilinen gerçek Endüstri 4.0'ın üretim dünyasını, doğası gereği de insanlığın seyrini baştan aşağı değiştireceği. Dijitalleşen dünya artık her alanda bizi kuşatmış durumda. Kaçış yok; kaçış yoksa da içine dalmaktan başka çaremiz yok.

Almanya'da bir grup üniversite 2015 yılında, son sanayi devrimi ve geleceğin endüstrisi Endüstri 4.0'a hazırlık yapmak amacıyla bir proje üstünde anlaştılar. Proje dahilinde üniversiteler biraraya gelip yoğurt üreteceklerdir. Projenin adı ise myJoghurt Projekt. Stutgart Üniversitesi'nin web sitesi üstünden insanlar 20 meyve ve farklı karışımlardan istedikleri kombinasyonları oluştururlar. Bu kombinasyonlara paket, meyvenin yoğurttaki yeri, kaymak çeşidi gibi etkenler de eklendiğinde tam 11 milyon farklı yoğurt seçeneği ortaya çıkar. 11 milyon farklı seçenekten istediğiniz yoğurdu siparişi etmeniz ise çok basittir. Sadece bir tık.

Yoğurtun ana vatanı Türkiye'de 3-5 çeşit yoğurt yiyen insanlar olarak 11 milyon yoğurt seçeneğini duyduğumuzda hepimizin şaşırması oldukça normal. Sadece bizim için değil dünyadaki tüm insanlar için 11 milyon yoğurt seçeneği gerçekten hayal edilemeyecek bir ürün çeşidi. Hepsini markette satmaya kalksanız bir AVM'yi sadece yoğurtla doldurmak zorunda kalabilirsiniz. Bu yoğurttaki en önemli özellik ise üretimde insanların değil, yazılım firmaların birbiri ile iletişim olması. İlk olarak sipariş alınmasının ardından, koordinasyon aracılığıyla fabrikaya iletilen bilgi üretim arcılığıyla hayata geçiriliyor. Tüm bu olan bitenler ise insanlar değil makinerin birbiriyle iletişimi sonucunda gerçekleşiyor. Böylece geleceğin akıllı fabrikalarının nasıl işleyeceği ve dijitaleşşme ile neler başarılabileceği ispatlanıyor. Tüm yapılanlar, dijitalize edilmiş ve birbirine bağlantılı endüstriyel ürünlerin üstünden yürüyor. Dijitalize olmuş akıllı fabrikalar hem üretimi çok daha seri hale getirirken, hem de kişiselleştirilmiş ürün seçeneğini de insanlığa sunuyor.

Artık her makinenin kendine göre bir işletim sistemi ve kendine göre bir dili var. Kendisine emir veren makineye şu andaki işini bildirip, daha kaç gün süreceğini söyledikten sonra verilen görevi ne zaman yerine getirebileceğini de belirtiyor. Üstelik zamanda sapma yapmadan. Bu da kitlesel üretimlerde büyük verimlilik elde edilmesini sağlıyor. Makineler büyük veriyle harmanlıyor. Robotlar insanlarla yan yana ve beraber çalışıyor. Çalışanlar ellerinde tabletlerle üretim bantları arasında gezerek işleyişi kontrol ediyor ve tüm bunlar olurken insanlık teknolojiyi, teknoloji ise insanlığı değiştiriyor.

İlk olarak 2012'de başlayan geniş çapta gündelik araç ve gereçlerin, oyuncakların ve sensörlerin internete bağlanması geride bıraktığımız 4 yılda her geçen gün çoğalıyor. 2020'de 50 milyar araç-gereçin internete bağlanacağı tahmin edilmekte. Artık sadece elimizdeki cep telefonlarından ya da tabletlerden değil, kullandığımız bir çok aletten internete girebilecek konuma geleceğiz. Arabalarımız akıllı yollardan giderken, internete bağlı aracımız tüm trafiği kontrol eden ortak bir yazılım tarafından yönlendirilecek. Akıllı fabrikalarda üretilen akıllı buzdolaplarımız kendisi gibi akıllı fabrikalarda üretilen yoğurtlarımızın bozulmaması için önceden önlemler alacak. Akıllı sensörler evimizdeki bir çok güvenlik önlemini bizim için kendiliğinden alacak. Kısacası dijitalleşen teknoloji, hayatımızı daha fazla dijitalleştirerek devam edecek.
 
SenemKılıç

1978 Denizli doğumluyum. Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği eğitimimi tamamladım. Dokuz Eylül Üniversitesi Sayısal Yöntemler Yüksek Lisansı Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Ana bilim dalında "X,Y Kuşağının İstihdam Politikaları" üzerine doktora eğitimi tez aşamasında devam etmekteyim...

Bana Ulaşın